Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan’dan AKŞAM’a özel açıklamalar

AKŞAM’A konuşan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, her sorumuza samimi cevaplar verdi. “Dünya uzaya giderken Bilal Erdoğan okla, yayla, atla uğraşıyor” diyerek geleneksel sporları itibarsızlaştırmaya çalışanlara da Erdoğan’ın mesajı şöyle oldu:

“Bir milletin, bir toplumun gelişmesiyle, kültürünü yaşatması arasında öyle sanıldığı gibi bir ilişki yok. Öyle olsaydı Japonlar işte bin yıllık atlı okçuluğunu yaşatmakla uğraşmazdı. Alfabelerini, kültürlerini, otantik kıyafetlerini, müziklerini her şeylerini yaşatmaya çalışıyorlar.

Başka toplumlar da böyle. Üzerine titriyorlar. Batı’da olsun, Doğu’da olsun. Zaten Batı’nın kendi kültürlerini bütün dünyada egemen kılmak için nasıl bir çaba içinde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla gelişmek, kendi kültürünü kapıda bırakıp gelişmişlik dünyasına adım atmak değil. Gelişirken kendi kültürünle, kimliğinle, kendi sporunla, kendi müziğinle, kendi geleneklerinle geliştiğin zaman bir anlamı var. Ama sen ‘Gelişmişlik Batılı olmak. Onun için ben Batılı olarak gelişeceğim, kendi kültürümü, sporumu her şeyimi bırakma pahasına Batılı olarak gelişeceğim’ dersen, o zaman sen artık sen değilsin, başka birisisin.

Biz geleneksel sporlarda bir yandan müsabakanın olmasını sağlarken bir yandan da tek kültürde olan sporların da tanıtımını yapıyoruz. Bu kültürlerin yaşatılmasına hizmet ediyor. Dolayısıyla burada bir yandan spor var, bir yandan bunların seyir zevkini artırmaya yönelik dokunuşları yapmaya çalışıyoruz. Bunların 21’inci yüzyılın dünyasıyla uyumlu hale gelmesini elbette sağlamaya çalışıyoruz ama her bir sporun yetiştiği, filizlendiği bir kültür toprağı var. O toprakta o milletin değerleri var, gelenekleri var.

İlk başta biz bu yola çıktığımızda, beraber el atalım dediğim kendi arkadaşlarım bile ilk Etnospor Kültür Festivali’ni yapana kadar ne yaptığımızı, niye yaptığımızı anlamakta zorluk çekiyordu. Ama önyargılı ve tek taraflı bakarsanız birçok şeyi sorgulayabilirsiniz. Niye hala çekiç atıyoruz, gülle atıyoruz da diyebilirsiniz… Hani güç gösterisinin 50 türlüsü var. Menzil oku atmak da başka bir güç gösterisi. Ecdat 846 metreye ok atmış. Tozkoporan İskender. Bugünkü rekorlarımız daha 600 metreye ulaşmadı. İşte bu, Olimpiyatların en güçlü sporcuyu bulmaya ve ödüllendirmeye çalıştığı disiplinin rakibi konumunda.”

ERDOĞAN: “Geleneksel sporların olduğu gibi yaşaması için çalışıyoruz. Ciritte rakibinize vuracak mesafeye gelip affettiğin zaman puan alıyorsun. Hayal edelim; cirit Olimpiyatlara girdi, böyle affetme gibi bir durum kaldırılabilir. Böyle bir kural konulursa kaldırmak zorundasın. Ama ciriti farklı kılan bu kültürel özelliğinden taviz veremeyiz. Bu bizim yaklaşımımızda ciritin zenginliğidir. İşte yağlı güreşlerde sen ustan pozisyonundaki bir güreşçiyi yenebilirsin, ama sonunda da elini öper öyle uğurlarsın. Olimpik sporlarda tamamen başarıya odaklı bir yarışma var. Bu yüzden ölümüne rekabet, doping, şike göze alınıyor.

ERDOĞAN: “Atlı okçuluk seyir zevki yüksek bir spor. Önümüzdeki dönemde çok ciddi ilerleme kat edeceğini düşünüyorum. Mesela menzil okçuluğu önemli bir geleneğimiz. Seyir zevkini artırmak için ok düştüğü anda atılan mesafeyi ekrana yansıtabilir miyiz, bununla ilgili üniversitelerle ortak çalışma yapıyoruz.”

1) Kırgızistan’da oyunların yapıldığı yer Issık Gölü’nün kenarı. Issık Gölü, bizim atalarımızın, dedelerimizin, ecdadımızın Anadolu’ya göçmeden önce yaşadıkları bölge. Ve bu büyük göllere bizde kutsallık atfedilmiş. İslam öncesi dönemlerden beri. Birçok aday kent vardı ama İznik öncelikle bu özelliğiyle öne çıktı. Türkiye’deki çok güzel bir coğrafya daha çok bilinsin istedik…

2) Orhan Gazi’nin İznik’i fethinde Kırgızistan’dan savaşçılar gelip orada Orhan Gazi’ye yardımda bulunmuş. Bugün de İznik’te onların anısına bir Kırgızlar Türbesi var. 700 yıllık bir bağlantı var. Oradaki insanlar böyle bir bağlantıdan haberdarlar. Ama bu organizasyonlarla bu daha da bilinecek.

3) Üçüncüsü lojistik açıdan İstanbul ve Bursa’ya yakın. Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın. Çeşitli otel ve ulaşım bağlantıları gayet yakın. İstanbul’un en uzak yerinden bile 2 saat civarında ulaşılabilecek bir yer. Dolayısıyla halkımızın rahatlıkla ulaşıp, bu coğrafi ve tarihi güzellikleri görebileceği bir yer.

4) Aynı zamanda 2000 yılı aşkın bir geçmişi var İznik’in. Bizans’a, Selçuklu’ya, Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehir. Anadolu’da ilk Türk başkenti. Hıristiyanlar için çok önemli olan İznik Konsili’nin toplandığı yer. Bütün bunları bir arada ele aldığınız zaman, yeterince bilinmediğini de görünce İznik’te yapmanın iyi olacağını düşündük.

ERDOĞAN: “İznik Gölü’nün kenarında yaklaşık 500 dönümlük alan geleneksel sporlara ve İznik’e kazandırılmış olacak. Herhangi bir temelli yapı, inşaat kesinlikle yok. Konaklamaların bir çoğu geçici konteyner sayesinde yapılıyor. 5 bin kişilik tribün istendiği zaman taşınabilen bir tribün. Çevreci tesisler…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir