Gerçek dal temsilcileri iktisadın geçen yıl gösterdiği yüzde 11’lik büyümesini kıymetlendirdi.
Dış Ekonomik Alakalar Konseyi (DEİK) Lideri Nail Olpak, Türkiye iktisadının 202’de yüzde 11 büyümesine ait, “Ülkemizin çift haneli büyümesini görmek, iş dünyamız açısından sevindirici ve inanç veren bir tablo ortaya koyuyor. İş dünyamızın salgın devrinde yaşananlara karşın sorunları fırsata çevirmeyi başardığını görüyoruz” dedi.
Olpak, yaptığı yazılı açıklamada, salgın sonrası yeni devirde her ülkenin tıpkı biçimde büyüme gösteremediğine değindi.
Nail Olpak, 2021 büyümesinin niteliğine değinerek, “Önemli başlıklardan birincisi, net dış talep ve yatırım kalemlerinin, bu periyottaki toplam GSYH büyümesinin yarısından fazlasını oluşturarak büyümenin talep bileşenleri prestijiyle istikrarlı geliştiğine işaret etmesidir. Bu noktada, ana gündem unsurumuz olan ‘dış talebe dayalı büyüme stratejisi’ ön plana çıkıyor” yorumun yaptı.
Çift haneli büyümeye 225 milyar dolarlık ihracat sayılarıyla ulaşmanın kıymetli olduğunu aktaran Olpak, net dış talebin toplam GSYH artışına 4,9 puanlık yüksek bir katkıda bulunduğunu ve son 20 yılın en yüksek sayısına ulaşıldığını bildirdi.
2022’ye odaklanma vakti
TürkiyeyOdalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye iktisadının 2021’de yüzde 11 büyüdüğünü belirterek, “Şimdi enflasyonla gayrete, 2022’ye odaklanma zamanı” dedi. Hisarcıklıoğlu, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımla kıymetlendirdi.
Hisarcıklıoğlu, paylaşımında şu sözlere verdi:
“Türkiye iktisadı 2021’de yüzde 11 büyüdü. Yaşanan problemlere karşın girişimcilerimizin çalışmaları, alınan önlemler sonuç veriyor. Kahırda olan bölümler başta olmak üzere verilecek dayanaklar büyümeyi sürdürülebilir kılacaktır. Artık enflasyonla çabaya, 2022’ye odaklanma vakti.”
Sanayi müspet ayrıştı
İstanbul Sanayi Odası İdare Heyeti Lideri Erdal Bahçıvan da ülkenin büyüme performansında endüstrinin olumlu ayrıştığına dikkat çekti.
Bahçıvan, “Türkiye iktisadı 2021 yılında yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme performansını gösterdi. Tıpkı yılda sanayi kesimimiz yüzde 16,6 ile iktisadın genelinden olumlu ayrıştı ve GSYH içindeki hissesini da yüzde 22,8’den yüzde 26’ya yükseltme muvaffakiyetini gösterdi. Büyüme sayıları, yıllardır olduğu üzere bu yıl da göstermiştir ki sanayi, ekonomimizin sağlıklı büyümesine en güçlü ve kıymetli dayanağı vermeye devam etmektedir. Bilhassa kapasite kullanım oranlarının yüzde 75’in üzerinde, PMI’ın 50’lerin üzerinde seyretmesi, sanayi kesiminin en sıkıntı kaidelerde dahi üretiminin sürdürmekte olduğunu ortaya koymaktadır” dedi.
Bu süreçte iç pazardan çok pandemi sonrasında global pazarlarda yaşanan toparlanma sürecinin ve ihracatçı endüstrimizin de buna bağlı olarak ivme kazanmasının tesiri olduğunu lisana getiren Bahçıvan, “Pandemi nedeniyle Türkiye’nin Asya’ya alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkması ve yakın coğrafyalarla çok daha verimli bağlar içine girmesi ihracata olumlu yansıdı.
Bu noktada asıl kıymetli olan mevzu ekonomimiz açısından büyümenin sürdürülebilirliğidir. Bu büyümede ihracatın değerli bir katkısı var ancak kur ve güç maliyetleri kaynaklı yaşanan yüksek enflasyon, bu büyümenin önemli bir yan tesiri olarak ortaya çıktı. Münasebetiyle gelecekte öncelikle enflasyonu düşürerek, büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir kılarak toplumsal refaha yansıtabilmeli” değerlendirmesinde bulundu.
İhracattaki sıkı tempo tesirli oldu
Bloomberg HT yayınan katılan İstanbul Sanayi Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç de büyümenin memnuniyet verdiğini belirterek, bilhassa dördüncü çeyrekte ihracattaki sıkı tempodan ötürü ülkenin âlâ bir devirde geçirdiğini lisana getirdi. Dış ticaretin bu periyotta büyümeye etkisininin yüzde 5’e yakın olduğunu aktaran Avdagiç, Rusya-Ukrayan savaşının kısa müddette makul bir muahede ile son bulması halinde bu yıl da benzeri bir büyüme yakalanacağını belirtti.