Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Bloomberg HT yayınına katıldı.
Ocak’ta daha önce negatif enflasyon beklediğini açıklayan Aşan, Ocak ayı enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
Aşan’ın öne çıkan açıklamaları şunlar oldu:
Birkaç şeyin üzerinde durmuştum. Bir tanesi kurun bu seviyelerde devam etmesi durumunda demiştim.
Aslında kur bu istikrarlı seviyesini bir şekilde bulmuş oldu ve son 15-20 gündür belli bir patikada ilerliyor.
Orada bir istikrar kazanmış olduk ama bu biraz daha yukarıda dengelenmiş oldu.
Daha önce konuştuğumuz sırada kur 12 civarındaydı biraz daha yukarıda dengelendi fakat bu var olan seviyeden rahatsızız gibi anlaşılmamalı.
Bizim için önemli olan bir an evvel istikrarlı bir seviyeye gelmesiydi o istikrarlı seviye sağlanmış oldu. En önemli taraf orasıydı.
“Maliyet şoklarına uğratacak hareketleri beklemiyordum”
İkinci olarak ben dünya fiyatlarında bundan sonra bizi maliyet şoklarına uğratacak hareketlerin olmayacağını bekliyordum.
Orada da aslında birçok kişinin beklemediği bir takım gelişmeler oldu.
Şöyle bakmak lazım aslında. Daha önceki yüksek bir enflasyonun ardından negatif enflasyon gördüğümüz dönemleri incelersek orada temel etkinin kurdaki hareketten geldiğini görüyoruz.
Yüksek bir enflasyon sonrası ne yönde veya hangi araçlarla olduğundan bağımsız olarak söylüyorum gelen bir müdahale ve hemen izleyen ayda ya da belki bir ay sonra negatif enflasyonu görüyoruz çünkü baktığınızda Türkiye’de kurun fiyatlara geçişkenliği başka ülkelerle karşılaştırdığınızda çok hızlı gerçekleşiyor.
Bu Aralık ayında yaşadığımız artış da çok sıradışı bir artış olduğu için yine benzer bir tablonun olabileceğinden hareketle bunu söyledim. Bir de şunu ekleyeyim; daha önceki konuşmamızda şunun üzerinde çok durmuştum. Aralık enflasyonu büyük ihtimalle çok yüksek gelecek. Kurun geri gelmesi ve bunun baz etkisiyle Ocak enflasyonu negatif gelebilir ama bireylerin ne Aralık ayını ne de Ocak ayını enflasyona dair beklentilerini belirlerken dikkate almamalarının doğru olacağını söylemiştim. Dolayısıyla asıl bize gösterge olacak şey Şubat ve Mart enflasyonudur demiştim. Biraz üzerinde durmamın sebebi buydu.
“>
“Tamamen kişisel görüşlerimdi”
Bu gelişme bir ihtimal benim daha yüksek olacağını tahmin ettiğim Şubat ve Mart enflasyonun bir anlamda öne çekilmiş hali olabilir ama bunu da önümüzdeki dönemlerde göreceğiz.
Şunu da söyleyeyim o gün de belirttiğim üzere bunlar benim tamamen Göksel Aşan olarak kişisel görüşlerimdi. İsterseniz beni en çok şaşırtan yönleri söyleyeyim.
Ocak ayı enflasyonuna 11 puanlık artışın baktığınızda kabaca yedi puanlı enflasyonunun enerji fiyatlarından geldiğini görüyoruz. Bunun içerisine belki bir puana yakın tütün için olan vergiyi de eklemek gerekirse toplamda sekiz puanlık kısım oradan geliyor.
Bunların hiçbirinin yaşanmadığını varsayarsak kurdaki geriye dönüşe rağmen 3 puanlık bir ekstra enflasyonla karşı karşıyayız. Aralık ayında bazı alanlardaki çok yüksek fiyatlamaya rağmen maliyet etkisini dışarıda bırakarak baktığımızda yine de Ocak ayı enflasyonunda minimum 3 puanlık bir artışı izlemiş oluyoruz. Bu açıkçası benim en azından kur hareketinden kaynaklı geri dönme ihtimaline çok iyimser yaklaştığımı gösteriyor.
Belki katılıktan söz edilebilir. Bir iki aylık hatta Aralık ayında o çok hızlı enflasyonu da düşünürseniz bu ne kadarlık bir katılığı yol açıyor? Bir sürü iktisatçı arkadaşımız var çok büyük ihtimallle bu Ocak enflasyonunu yakından analiz edeceklerdir. Onlardan yararlanmayı çok isterim. Bir tanesi bu katılık meselesi.
“Benim ciddi negatif enflasyon beklediğim üç tane sektör vardı”
Bunlardan bir tanesi haberleşmeydi çünkü biliyorsunuz telefon ekipmanları orada en büyük ağırlığı taşıyan kısma sahip. Orada ciddi bir geriye dönüş bekliyordum.
Sinyallerini de almıştık. Burada tabii marka söylemeyeyim ama en büyük telefon satıcılarından biri kuru 17 liraya sabitlemişti. Kur hareketinden sonra doğrudan bütün ürünlerin fiyatlarında yüzde 25 indirime gidildi. Bunun gibi diğer markalardan da benzer bir şey bekliyordum.
Oradaki beklediğim yükseklikte bir negatifliği açıkçası göremedim. Bunu bilmiyorum ne kadar analiz edilebilir bakılabilir bilmiyorum ama tam tersine orada Tüik’in verilerinde yüzde 35’lik bir artış var. Ben en azından kendi adıma 4-5 büyük telefon markasını izledim o yüzde 35’i bulamadım. Eminim Tüik başka tabanlarla hesaplıyordur onu ayrı tutuyorum.
Diğeri elektrikli ev eşyaları kısmıydı. Orada da ciddi negatiflik bekliyordum çünkü Aralık ayında o kalemde neredeyse iki bazen üç kere artışları gördük. Finans Ofisi olarak kendi bünyemize çevrimiçi olarak takip ediyoruz bu tür fiyatları fakat beklediğimiz geri çekilme maalesef gerçekleşmedi. Sektörle de görüşmeler yaptım.
Örneğin beyaz eşya sektörüyle konuştum niye geri gelmedi diye. Bana söyledikleri özellikle yassı çelik gibi alanlarda çok ciddi bir fiyat artışı olduğu ve enerji ve lojistik fiyatlarındaki artışı neden gösterdiler.
Ne kadar açıklayıcıdır emin olun bilmiyorum. Oturup buna bakmak lazım. Giyim tarafında da bizim geleneksel olarak Ocak ayında negatifleri görmemiz gerekiyor. Geçen Ocak için sanırım bu eksi beş civarındaydı. Kur hareketini yaşadığımız 2018 Eylül Ekim dönemini hatırlarsanız orada Ocak’ta yüzde sekiz civarındaydı fakat maalesef negatif beklediğimiz giyim tarafında da sadece 0,25’lik bir negatif değerle kaldık. O sektörle de konuştuk.
Bunun sebebinin ne olabileceğini sorduk. Birkaç şey tabi gündeme geliyor. Bir tanesi talep etkisi olabilir. İkincisi ki bence çok daha ayrıntılı şekilde incelememiz gerekli, ihracattaki artış olabilir. Üçüncüsü de kışın biraz da sert geçmesiyle stoklarda bu indirimi uzun süre devam ettirecek kadar malın olmaması olabilir.
Bir sürü etkiyi bir araya getirip elbette bakabiliriz. Her birine eminim hem Merkez Bankası hem Hazine ve Maliye Bakanlığı ayrıntılı olarak inceleyecektir. Belki bir kısmıyla ilgili sonuçlarını bizimle paylaşacaktır. Zaten bugün Merkez Bankası kendi açıklamasını yaptı. Neticede ne olursa olsun bütün bu etkileri de bir şekilde kaldırsak bile belli ki bir katılıkla karşı karşıyayız. Ocak ayı için konuşuyorum.